22 Mart 2012 Perşembe

oyun

İçimiz kıpır kıpır
Habire koşturuyoruz
Oyunlar oynuyoruz
Çok eğleniyoruz.


Herşeyin fazlası zarar
Çok fazla oyunda zarar
Dersler ihmal etmemeli
Güzel güzel eğlenmeli.


RÜMEYSA ÇINAR

Ekmeğe Olunmaz Düşman

En değerli varlık ekmek.
Çalışmadan var mı yemek?
Alın teri ekmek demek.
Olurmu onu sevmemek.

Emeğin kaynağı insan.
Bilmelisin bir kaç lisan.
Emeğe olunmaz düşman.
Çalışmayan olur pişman.



Rümeysa ÇINAR

10 Mart 2012 Cumartesi

ANNEM

Bu dünyada ,
En iyi akraba .
İnsanlıkta bir numara ,
Beni üzmez ya .

En kritik anımda ,
Anında yanımda .
O herkesten başka
Bana göre bu dünyada .



F.Emre KARABULUT

AİLE

Tek bir şeydir aile ,
Tek mutlu edendir aile ,
Tek mutluluktur aile ,
Bir tanedir aile .

Aile ile her şeyi
Beraberce başarırız .
En sevdiğimiz varlıkları ,
Üzüp hiç kırmayız .



F.Emre KARABULUT

7 Mart 2012 Çarşamba

BİZLER İSTEMİYORDUK

Gündüz,geceye dönüşürken
Uyumak istemiyen
Bizler büyüdük
Alıştık uykuya
Seviyoruz uykuyu
Yorgunluğu alıyor bizlerden

26 Ocak 2012 Perşembe

Gündüzü Sevmeyen Çocuk

 Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir çocuk varmış. Bu çocuk hiç gündüz olsun istemezmiş.Çünki uyumayı çok severmiş. Bir gün çocuk yine uyuya kalmış. Bir süre sonra rüya görmeye başlamış. Çocuk rüyasında yürümüş yürümüş biraz sonra heryer kapkara olmuş. Çocuk ilk önce korkmuş ama sonra karanlığa alışmış. Biraz daha gittikten sonra bir çocukla karşılaşmış. Çocuk demişki bizim ülkemizde hiç gündüz olmaz. Çocuk birden sevinmiş daha sonra ailesini, güneşi, ışığı tabiki de gündüzü özlemiş. Bu süre içerisinde gündüz olmuş tabiki de çocukta uyanmış. Hemen kahvaltı hazırlayan annesinin yanına gitmiş. Annesine sesli bir şekilde ben gündüzü çoook seviyorum demiş. Çocuk artık hem gündüzü hemde geceyi sevmiş....


Merve Sıla CAN

15 Ocak 2012 Pazar

Yiyeceğimiz Kadar

Dut ağacı.Neredeyse ceviz iriliğinde dutları olurdu...Siyah...Sulu...Tadına doyulmaz.
Yaz aylarında dut ağacı benimdi. benim olduğu kadar da mahallenin tüm çocuklarının.
Yengem, çocukların dut ağacına çıkmalarına, meyvesini yemesine izin verirdi.
Ama bahçedeki bir ağaç herkese yasaktı...Amcamın nar ağacı.
Biz çocuklar,amcamın ağacına yaklaşmaya korkardık. Raslantı sonucu ağacın yanına gitmişsek, korku içinde kaçardık. Sanki amcam bizleri ağacın yanında görmüş de peşimizden geliyor gibi.
Diğer nar ağaçlarında narlar kızarmaya başlayınca koparır,meyvenin özünü içimize çekerdik. Posasını atardık. Çünkü bahçede nar ağacı çoktu. Yiyemediğimiz yığınla narı, gizlice bahçeden çıkartır; pamuk tarlalarının kenearına bırakırdık.
Bir gün cesaretimi toplayıp amcamın nar ağacından nar almaya gittim. Ağaca çıkarken dizimi incilttim. Ağaçtan indim ağlayarak eve geldim. Eve girince amcam bağırmaya başladı.
Amcam:
-Ben size ağaca çıkılmayacak demedimmi hee!
Çok üzüldüm nar ağacı ne kadar önemli olabilir dedim. Birkaç dakika sonra anlatmaya başladı amcam.
- Bu ağaç bana babamdan hatıra dedi.Çok üzüldüm amcamdan özür diledim beni bu seferlik affetti, ve dediki bende sana çok bağırdım özür dilerim dedi...