15 Ocak 2012 Pazar

Yiyeceğimiz Kadar

Dut ağacı.Neredeyse ceviz iriliğinde dutları olurdu...Siyah...Sulu...Tadına doyulmaz.
Yaz aylarında dut ağacı benimdi. benim olduğu kadar da mahallenin tüm çocuklarının.
Yengem, çocukların dut ağacına çıkmalarına, meyvesini yemesine izin verirdi.
Ama bahçedeki bir ağaç herkese yasaktı...Amcamın nar ağacı.
Biz çocuklar,amcamın ağacına yaklaşmaya korkardık. Raslantı sonucu ağacın yanına gitmişsek, korku içinde kaçardık. Sanki amcam bizleri ağacın yanında görmüş de peşimizden geliyor gibi.
Diğer nar ağaçlarında narlar kızarmaya başlayınca koparır,meyvenin özünü içimize çekerdik. Posasını atardık. Çünkü bahçede nar ağacı çoktu. Yiyemediğimiz yığınla narı, gizlice bahçeden çıkartır; pamuk tarlalarının kenearına bırakırdık.
Bir gün cesaretimi toplayıp amcamın nar ağacından nar almaya gittim. Ağaca çıkarken dizimi incilttim. Ağaçtan indim ağlayarak eve geldim. Eve girince amcam bağırmaya başladı.
Amcam:
-Ben size ağaca çıkılmayacak demedimmi hee!
Çok üzüldüm nar ağacı ne kadar önemli olabilir dedim. Birkaç dakika sonra anlatmaya başladı amcam.
- Bu ağaç bana babamdan hatıra dedi.Çok üzüldüm amcamdan özür diledim beni bu seferlik affetti, ve dediki bende sana çok bağırdım özür dilerim dedi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.